Fikri Mülkiyet: Oyuncu Sözleşmesinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar – I

Cebioğlu Avukatlık Ofisi
Fikri Mülkiyet Bülteni

Sinema filmlerinde, dizilerde, reklamlarda ve sair sinematografik eserlerde rol alan oyuncuların meydana getirilen bu sinematografik eserle bağlantılı, ondan ayrılamayacak hakları bulunmaktadır. Bu haklara; “icracı sanatçı hakları” veya “icracı sanatçılıktan doğan komşu haklar” denir. Bunlar kendi içerisinde mali haklar ve manevi haklar olarak ikiye ayrılmaktadır. Oyuncuların sahip olduğu bu haklar 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m. 80-82 ve Eser Sahibinin Haklarına Komşu Haklar Yönetmeliği ile korunmaktadır. Bu düzenlemeler gereği, bir sinematografik eserin gösterime sunulabilmesi için oyunculardan usulüne uygun şekilde izin alınmalıdır.

Uygulamada, iş yükü ve işlem maliyetinden kaçınmak adına, komşu hakların devri sözleşmesi bağımsız bir sözleşme olarak kurulmamakta; oyuncu ile yapımcı arasındaki diğer hak ve yükümlülüklerin de düzenlendiği bir sözleşmenin içerisinde komşu hakların devrine ilişkin hükümlere de yer verilmek suretiyle “oyuncu sözleşmesi” veya “icracı sanatçı sözleşmesi” adı altında tek bir sözleşme yapılmaktadır.

Bu kapsamla kurulduğunda, oyuncu sözleşmesi; oyuncunun bir rolü özgün biçimde icra etmeyi, bu icranın yapımcı tarafından tespitine (kaydedilmesine) izin vermeyi ve tespit edilen bu icra üzerindeki komşu haklarını yapımcıya devretmeyi yüklendiği bir sözleşme, şeklinde tarif edilebilir. Yani oyuncu sözleşmesi hem iş görme hem de temlik borcu doğuran karma bir sözleşmedir. Bu yazıda oyuncu sözleşmesinin özellikle temlik borcu doğuran hükümleri ile ilgili açıklamalar yapılacaktır.

Komşu haklara ilişkin temel hükümlerin yer aldığı FSEK’te bu hakların devrine ilişkin detaylı bir düzenlemeye yer verilmemiş bu hususun atıf yoluyla çözülmesi tercih edilmiştir. Yönetmeliğin 23. maddesinde yapılan atıf gereği, komşu hakların devrinde FSEK’te yer alan genel hükümler uygulama alanı bulacaktır. Yapılan bu atfın komşu hakların devrine ilişkin pek çok kısıtlama getirdiğini peşinen belirtmek gerekir. Aşağıda bu sınırlamalara değineceğiz.

1- Şekil Şartı
Komşu hakların devri açısından nitelikli adi yazılı şekil şartı geçerlidir. Buna göre; devredilen komşu haklar sözleşmede tek tek belirtilmeli ve sözleşme yazılı şekilde yapılmalıdır (FSEK m. 52). Yukarıda da belirtildiği üzere, uygulamada bu haklar oyuncu sözleşmesi içerisinde yer alan hükümlerle devredilmektedir. Bu hükümlerin bir karma sözleşme içerisinde yer alması bunlara ilişkin şekil zorunluluğunu ortadan kaldırmaz.
FSEK m. 52’de öngörülen şekle aykırılığın yaptırımı kesin hükümsüzlüktür. Kesin hükümsüzlük yaptırımı ifa ile veya karşı tarafın ifayı kabul etmesiyle düzelmez. Dolayısıyla komşu hakların devrine ilişkin şekle uyulmazsa bu durum yapımcı açısından her zaman bir risk unsuru olarak kalmaya devam edecektir.

2- Tasarruf İşleminin Yapılma Anı
Komşu hakların devri, tasarrufi etkiyi haiz bir hukuki işlemdir. Devir sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte, başkaca bir işleme gerek kalmaksızın, oyuncunun komşu hakları yapımcıya geçer. Ancak geçerli bir devir işleminden söz edebilmek için tasarruf işleminin zamanlaması önem arz etmektedir. Zira Kanun gereği, icra tamamlanmadan önce yapılacak tasarruf işlemleri kesin hükümsüzdür (FSEK m. 48/3). Bu sebeple devir sözleşmesinin icra tamamlandıktan sonra kurulması gerekir.

Tamamlanmış bir icraya ilişkin sözleşme yapılırken hakların devrine ilişkin bu hüküm bir pürüz çıkarmaz fakat oyuncu sözleşmesi gibi amacı gereği icranın gerçekleşmesinden önce kurulması gereken bir sözleşme açısından bu hüküm kayda değer bir zorluk yaratmaktadır. Şöyle ki film, dizi veya reklam filmi gibi yapımlarda sette uyulması gereken kurallar, oyuncuların icra edeceği roller, bunun karşılığında kendilerine ödenecek oyunculuk ücretleri, oyunculara sunulacak imkanlar gibi hususlar çekimlere başlamadan önce kararlaştırılmaktadır. Bu aşamada kurulacak bir sözleşmede, henüz icra tamamlanmadığı için oyuncudan komşu hakları devretmesi istenemeyecektir. Her ne kadar uygulamada henüz icra tamamlanmadan hakların devrine yönelik sözleşmeler yapılıyorsa da bu sözleşmelerin komşu hakların devrine ilişkin hükümleri kesin hükümsüzdür.

İcra tamamlanmadan önce komşu hakların devri mümkün değilse de hakların devrine ilişkin bir taahhütte bulunulmasına engel yoktur (FSEK m. 50). Dolayısıyla bu aşamada yapılan sözleşmelerin devir taahhüdü şeklinde yapılması; icra tamamlandıktan sonra yapılacak bir tasarruf işlemiyle devir işleminin tamamlanması gerekir. Uygulamada sıklıkla “muvafakatname” adını taşıyan yazılı bir belge ile bu işlem yapılmaktadır. Her hafta bir bölümün yayımlandığı TV dizileri açısından bu prosedürün kayda değer bir iş yükü getirdiği aşikar olmakla birlikte FSEK hükümleri bunu zorunlu kılmaktadır.

3- Üçüncü Kişilere Devir
Yapımcı; senarist, yönetmen, müzisyen ve oyunculardan devraldığı hakları genellikle üçüncü kişilere devretmektedir. Sözgelimi bir dizinin yapımcısı bu dizinin yayımlanması için bir TV kanalı veya dijital platform ile anlaşarak fikri hakları ve komşu hakları bu kuruluşlara devretmekte ve bunun karşılığında yapımcıya; yapım bedeli, kar payı veya başkaca şekillerde bir ödeme yapılmaktadır.

Bu noktada FSEK m. 49 ile getirilen bir düzenlemeye dikkat çekmek gerekir. Anılan hüküm gereği, oyuncudan devralınan komşu hakların üçüncü kişilere devredilebilmesi için oyuncudan ayrıca izin alınması gerekmektedir. Oyuncudan izin alınması gerekliliği bir tasarruf yetkisi sınırlamasıdır ve izin alınmadan yapılan tasarruf işlemi, tasarruf yetkisi eksikliği sebebiyle hüküm doğurmaz. Bu iznin hakların üçüncü kişilere devri anında alınması gibi bir zorunluluk bulunmayıp komşu hakların devrine ilişkin tasarruf işleminde bu yönde bir kayda yer verilmesi yeterli olacaktır.

4- Manevi Haklar
Oyuncular açısından komşu haklar mali ve manevi haklar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Mali haklar; tespit, çoğaltma, yayma, işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim ve temsil haklarıdır. Manevi haklar ise; icranın sahibi olarak tanıtılma ve icranın oyuncunun itibarını zedeleyecek şekilde değiştirilmesini önleme haklarıdır.

Uygulamada yapılan sözleşmelerde eser sahibinin manevi hakları ile icracı sanatçının manevi haklarının sıklıkla birbirine karıştırıldığı görülmektedir. Eser sahibinin manevi hakları FSEK m. 14-17’de; icracı sanatçıların manevi hakları ise FSEK m. 80’de düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler bazı farklılıklar içerdiği için bu ayrımın yapılması önem arz eder. Öncelikle icracı sanatçıların manevi haklarının sayıca eser sahibinin manevi haklarından daha az olduğunu tespit etmek gerekir. Bununla beraber, hakların içeriği yönünden de önemli bir farklılık mevcuttur. Eser sahibi, eserde yapılacak her türlü değişikliğe engel olabilecekken; oyuncular (icracı sanatçılar), yalnızca itibarına zarar verebilecek değişikliklere engel olabilir.

Manevi hakların devir sözleşmesine konu olup olamayacakları tartışmalıdır. Hakim görüş, manevi haklar oyuncunun kişiliği ile sıkı ilişki içerisinde olduğu için bunların devredilemeyeceği yönündedir. Buna karşılık oyuncu sözleşmesine eklenecek birtakım hükümlerle bu hakların kullanım şeklinin belirlenmesine bir engel yoktur. Örneğin, bir oyuncunun adının sinema filminin jeneriğinde hangi sırada belirtileceği, jenerikte gerçek adının mı yoksa takma adının mı belirtileceği gibi hususlar sözleşme ile kararlaştırılabilir.

Av. Ozan Ali Yıldız

E: [email protected]


Av. Ozan Ali Yıldız’ın yayınlanmış eserlerine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
https://www.hukukmarket.com/fikir-ve-sanat-eserleri-kanunu-adalet.html

İsviçre Hukuku ile Mukayeseli Türk Haksız Rekabet Hukuku Mevzuatı (TTK m.54-63)
https://www.hukukmarket.com/isvicre-hukuku-ile-mukayeseli-turk-haksiz-rekabet-hukuku-mevzuati-ttk-m-54-63.html

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Kapsamında Çizgi Roman
https://www.hukukmarket.com/fikir-ve-sanat-eserleri-kanunu-kapsaminda-cizgi-roman.html